VİZE HABER
Hoş geldiniz!
YAPTIĞIMIZ HER ŞEY MUTLAKA BİR YERDE ,BİR AYNAYA YANSIYACAKTIR
30/01/2024
YAPTIĞIMIZ HER ŞEY MUTLAKA BİR YERDE ,BİR AYNAYA YANSIYACAKTIR
Merhabalar; Vize’de bir süredir devam eden ana cadde üzerinde ki asfalt ve kaldırım yenileme çalışmaları sürüyor malumunuz. Bu çalışmaların kışa denk gelmesi hepimizi zorluyor fakat doğalgaza kavuşma sevinciyle, sineye çekiyoruz. Belediye Başkanımız Ercan Özalp’in bundan sonra devam ettirmek istediği projelerden hepimizin haberi vardır sanırım.
Geçtiğimiz günler de ; Vize Belediyesi 100. Yıl projesi olarak lanse ettiği sosyal tesis projesinde ihale aşamasını tamamlayarak imzaladığı projede, festival alanı düzenlemesi ile ilgili çalışmalara başlanıyor. Festival alanında yapılacak sosyal tesiste kapalı ve açık düğün salonunda bulunacak. Vize için güzel bir adım, şimdiden hayırlı olsun diyorum. Ama düşünmeden de edemiyorum; öncelik sıralamasında kaçıncı yerde? Vize’li bir vatandaş olarak; önceliğin kapalı Pazar yeri olması gerektiğini düşünüyorum, ikinci sıralama da ise mevcut konumunda ki otogar , örneğin tır yoluna taşınabilir. Ve yerine mutlaka belediyenin işlettiği bir otopark yapılabilir.
Çift sıra halinde çarşıda ki park etmiş araçları görüyorsunuz. Evet mecburen bende park etmek durumunda kalıyorum , çünkü park alanı yok ? Üçüncü olarak da , çocukların ve gençlerin güvenle oynayacakları, vakit geçirebilecekleri bir parka ihtiyaç var. Ziraat Parkı olarak bildiğimiz park, yazın o kadar kalabalık oluyor ki, oturacak bir bank bile bulmak imkansız. Oyun parkları kırık, dökük ve bakımsız. Zaten küçük olan alanın, sağ tarafının da işletmeye verilmesiyle alan iyice daralmış durumda. Geçtiğimiz yaz, termosuma doldurduğum kahvemi akşam serinliğinde içmek için gittiğimiz parkta kamp sandalyemi açıp oturmak istediğimde , işletme çalışanları buna engel oldu. Diğer parklar da var evet ama yeterli olduğunu düşünmüyorum, mutlaka daha kapsamlı ve güvenli bir alana ihtiyaç var.
Bundan on altı yıl önce geldiğim Vize, bu günlere göre çok daha sakin bir yerdi. Özellikte pandemiden sonra, büyük şehirlerden çok fazla göç aldığı gibi, köyden de ciddi bir göç oldu son yıllarda. Değişen ve gelişen ihtiyaçlara; geçmişi tecrübe alarak, geleceği de göz önüne bulundurarak cevap verecek belediye başkanlarına ihtiyacımız var. Seçimlere de az bir zaman kalmışken; A Partisi, B Partici, C Partisi veya şu ya da bu şahıs değil de; ahlaklı, dürüst, çalışkan insanlara oy vermeliyiz diye düşünüyorum. Yalaka, fırsatçı, pargöz olanın önünü kapayıp; dürüst, çalışkan, bilgili olanlara yol açmalıyız ki gelişelim. Thomas Hobbes der ki "Koyunlar ömrünü kurttan korkarak geçirir, halbuki sonunda onu yiyen çobandır."
Yani, toplum, kime nasıl ve ne için güveneceğini çok iyi sorgulamalıdır ver bu her zaman denetime açık tutulmalıdır. Kısacası Hobbes diyor ki ; Hiçbir şeyi körü körüne kabul etmeyin. Voltaire’lede devam edelim ; oda der ki "Batıl inanç ve cehaletten oluşan fanatizm, bütün asırlar boyunca bir hastalık olmuştur." Sporda fanatizm, inançta fanatizm, bilimde fanatizm, milliyetçilikte fanatizm ve diğer tüm fanatizmler ruh hastalığı olarak tüm değerleri yok edecek yıkıcı etkiye sahiptir. Unutmayalım ki, dünyayı ideolojiler değil; sevgi, saygı, anlayış, hoşgörü kurtaracak.
Müşteriyi kazıklamanın ticari zeka, halkı sürekli kandırmanın siyasi zeka, ambulans arkasına takılmanın pratik zeka, şike yaparak kazanmanın sportif zeka, iyi niyeti suiistimal etmenin kıvrak zeka olarak algılandığı bir ülkenin zekaya değil, ahlaka ihtiyacı vardır. Okuyan, anlayan, paylaşan ve ortak olan herkese yürekten teşekkürler… Cuma’ya tekrar görüşmek üzere, hep dediğim gibi; sevgiyle kalın…
Geçtiğimiz günler de ; Vize Belediyesi 100. Yıl projesi olarak lanse ettiği sosyal tesis projesinde ihale aşamasını tamamlayarak imzaladığı projede, festival alanı düzenlemesi ile ilgili çalışmalara başlanıyor. Festival alanında yapılacak sosyal tesiste kapalı ve açık düğün salonunda bulunacak. Vize için güzel bir adım, şimdiden hayırlı olsun diyorum. Ama düşünmeden de edemiyorum; öncelik sıralamasında kaçıncı yerde? Vize’li bir vatandaş olarak; önceliğin kapalı Pazar yeri olması gerektiğini düşünüyorum, ikinci sıralama da ise mevcut konumunda ki otogar , örneğin tır yoluna taşınabilir. Ve yerine mutlaka belediyenin işlettiği bir otopark yapılabilir.
Çift sıra halinde çarşıda ki park etmiş araçları görüyorsunuz. Evet mecburen bende park etmek durumunda kalıyorum , çünkü park alanı yok ? Üçüncü olarak da , çocukların ve gençlerin güvenle oynayacakları, vakit geçirebilecekleri bir parka ihtiyaç var. Ziraat Parkı olarak bildiğimiz park, yazın o kadar kalabalık oluyor ki, oturacak bir bank bile bulmak imkansız. Oyun parkları kırık, dökük ve bakımsız. Zaten küçük olan alanın, sağ tarafının da işletmeye verilmesiyle alan iyice daralmış durumda. Geçtiğimiz yaz, termosuma doldurduğum kahvemi akşam serinliğinde içmek için gittiğimiz parkta kamp sandalyemi açıp oturmak istediğimde , işletme çalışanları buna engel oldu. Diğer parklar da var evet ama yeterli olduğunu düşünmüyorum, mutlaka daha kapsamlı ve güvenli bir alana ihtiyaç var.
Bundan on altı yıl önce geldiğim Vize, bu günlere göre çok daha sakin bir yerdi. Özellikte pandemiden sonra, büyük şehirlerden çok fazla göç aldığı gibi, köyden de ciddi bir göç oldu son yıllarda. Değişen ve gelişen ihtiyaçlara; geçmişi tecrübe alarak, geleceği de göz önüne bulundurarak cevap verecek belediye başkanlarına ihtiyacımız var. Seçimlere de az bir zaman kalmışken; A Partisi, B Partici, C Partisi veya şu ya da bu şahıs değil de; ahlaklı, dürüst, çalışkan insanlara oy vermeliyiz diye düşünüyorum. Yalaka, fırsatçı, pargöz olanın önünü kapayıp; dürüst, çalışkan, bilgili olanlara yol açmalıyız ki gelişelim. Thomas Hobbes der ki "Koyunlar ömrünü kurttan korkarak geçirir, halbuki sonunda onu yiyen çobandır."
Yani, toplum, kime nasıl ve ne için güveneceğini çok iyi sorgulamalıdır ver bu her zaman denetime açık tutulmalıdır. Kısacası Hobbes diyor ki ; Hiçbir şeyi körü körüne kabul etmeyin. Voltaire’lede devam edelim ; oda der ki "Batıl inanç ve cehaletten oluşan fanatizm, bütün asırlar boyunca bir hastalık olmuştur." Sporda fanatizm, inançta fanatizm, bilimde fanatizm, milliyetçilikte fanatizm ve diğer tüm fanatizmler ruh hastalığı olarak tüm değerleri yok edecek yıkıcı etkiye sahiptir. Unutmayalım ki, dünyayı ideolojiler değil; sevgi, saygı, anlayış, hoşgörü kurtaracak.
Müşteriyi kazıklamanın ticari zeka, halkı sürekli kandırmanın siyasi zeka, ambulans arkasına takılmanın pratik zeka, şike yaparak kazanmanın sportif zeka, iyi niyeti suiistimal etmenin kıvrak zeka olarak algılandığı bir ülkenin zekaya değil, ahlaka ihtiyacı vardır. Okuyan, anlayan, paylaşan ve ortak olan herkese yürekten teşekkürler… Cuma’ya tekrar görüşmek üzere, hep dediğim gibi; sevgiyle kalın…
