VİZE HABER
Hoş geldiniz!
“OKULA MOLA”
19/01/2024
“OKULA MOLA”
Bu gün okullarda son zil sömestr tatili için çalacak. Karneler verilecek; kimi öğrenciler iyi notlar ve aldığı belge için sevinçten dört köşe olurken, kimileri de kırık notlar yüzünden üzgün ve utangaç olacak.
Karneden beklentisi çok yüksek olan ebeveynler; aradıklarını bulamadıklarında çocukların çok üstüne gidiyor, yapmayın lütfen… Bu durum çocuğu strese sokan büyük bir soruna dönüşüyor, anlayışlı olmak çok önemli. Çocuğun notundan ziyade gösterdiği çabayı takdir etmek gerekir. Bırakın yarıyıl tatilini dinlenerek, eğlenerek ve sosyal hayattan bir şeyler öğrenerek geçirsin. Birlikte kitap alışverişine çıkın, kitap okuyun ve okuduğunuz kitaplar hakkında sohbet edin.
Ha birde şöyle bir durum var; 18 yaşına gelince mutlaka üniversiteye gidilmesi gerektiğine inanan ve gidilmediğin de cahil kalınacağına inanan tek ülke bizimki sanırım. Türkiye bir üniversite çöplüğüne döndü. Ülkemizin nüfusu, hayatta hiçbir iş kolunda uzmanlaşmamış 24-25 yaşına kadar ekonomik özgürlüğünü kazanamamış, üretime geçememiş milyonlarca diplomalı işsizle dolu hepinizin malumu.
Neden siz’ce ? Ülkede iş mi yok, ya da işi yapacak eleman mı yok diye sormak istiyorum. Geçenlerde izlediğim bir haber programın da ,bir iş veren ekskavatör kullanan elaman bulamadıklarından yakınıyordu, üstelik 100 bin tl maaşla? Öte tarafta asgari ücretle çalışan mühendis artık her yerde. Oysa ki ; kendisine teslim edilen bir evi muhteşem şekilde boyayan ve sahibine teslim eden lise mezunu bir boyacı para da kazanacaktır, bir mekanı da güzelleştirip yaşanılır hale getirerek değerli bir iş de yapmış olacaktır. O evin musluklarını yapan lise mezunu bir sıhhi tesisatçı, elektrik hatlarını döşeyen lise mezunu bir elektrikçi ; çalışan , üreten, vergi ödeyen, kendisine, ailesine, ülkesine ve insanlığa faydalı bireyler olarak, binlerce niteliksiz üniversite mezunundan çok daha değerlidir. Bende meslek lisesi, elektronik bölümü mezunuyum. İnanın bana kültürlü olmanın üniversiteye gidip, diploma almakla hiçbir ilgisi yok. Her ay beş kitap okuyorum, yazıyorum, şimdiye kadar bir çok kursa katıldım, resim yapabiliyorum, gündemi takip ediyor; dünya ve ülke hakkın da az çok bir fikre sahibim, en önemlisi de sorgulayabiliyorum. Kendimi her alanda yetiştirmeye ve bilgilendirmeye çalışıyorum. Lise mezunu bir kadın hakkın da ne düşünüyorsunuz? Yanlış anlaşılmasın; ben çocuklarımız okumasın demiyorum, tabi ki bilim adamlarımız da olsun, akademik alanda beyinlerimiz de olacak ama matematikte yeterli zekaya sahip olamayan biri ,motor becerilerini çok iyi kullanıp zanaatkar olabilir. Şunu söylemeye çalışıyorum; üniversiteye gitmesi gerekenler, akademik eğitimde ilerlemeye yatkınlığı olanlar olmalıdır. En gelişmiş Batı toplumların da; üniversite mezunlarının genel nüfusa oranı yüzde 10- 15’i geçmezken, ülkemizde ise liseyi bitiren herkesin mutlaka herhangi bir üniversitenin, bir bölümüne gitmesi Allah’ın bir emri olarak görülüyor. Güçlü bir ülke de esas olan, son derece sağlam bir lise eğitimi aracılığıyla 18 yaşının sonunda meslek sahibi yapmak ve ekonomiye, üretmeye kazandırmaktır. Kibar konuşan biri, yalan söyleyebilir. Kültürlü bir insan, dolandırıcı olabilir. Sakin bir insan, katil olabilir. Hayvan sever bir insan, psikopat olabilir.
Diplomalı bir insan cahil olabilir. İnsanları mevkilerine göre değil de , kişiliklerine göre değerlendirmek çok daha doğru olur. Ve şunu da unutmamak lazım; bir anne babanın başarısı, çocuğun iyi bir meslek sahibi olması, yüksek makamlara ulaşması veya zengin olması ile ölçülemez. Asıl başarı; vicdanlı, karakterli, ölçülü, kendini bilen, haddini bilen, kurdun kuşun bile hakkını gözeten insan yetiştirebilmektir. Bu minvalde ,sayın veliler sizin karneniz nasıl ?
Karneden beklentisi çok yüksek olan ebeveynler; aradıklarını bulamadıklarında çocukların çok üstüne gidiyor, yapmayın lütfen… Bu durum çocuğu strese sokan büyük bir soruna dönüşüyor, anlayışlı olmak çok önemli. Çocuğun notundan ziyade gösterdiği çabayı takdir etmek gerekir. Bırakın yarıyıl tatilini dinlenerek, eğlenerek ve sosyal hayattan bir şeyler öğrenerek geçirsin. Birlikte kitap alışverişine çıkın, kitap okuyun ve okuduğunuz kitaplar hakkında sohbet edin.
Ha birde şöyle bir durum var; 18 yaşına gelince mutlaka üniversiteye gidilmesi gerektiğine inanan ve gidilmediğin de cahil kalınacağına inanan tek ülke bizimki sanırım. Türkiye bir üniversite çöplüğüne döndü. Ülkemizin nüfusu, hayatta hiçbir iş kolunda uzmanlaşmamış 24-25 yaşına kadar ekonomik özgürlüğünü kazanamamış, üretime geçememiş milyonlarca diplomalı işsizle dolu hepinizin malumu.
Neden siz’ce ? Ülkede iş mi yok, ya da işi yapacak eleman mı yok diye sormak istiyorum. Geçenlerde izlediğim bir haber programın da ,bir iş veren ekskavatör kullanan elaman bulamadıklarından yakınıyordu, üstelik 100 bin tl maaşla? Öte tarafta asgari ücretle çalışan mühendis artık her yerde. Oysa ki ; kendisine teslim edilen bir evi muhteşem şekilde boyayan ve sahibine teslim eden lise mezunu bir boyacı para da kazanacaktır, bir mekanı da güzelleştirip yaşanılır hale getirerek değerli bir iş de yapmış olacaktır. O evin musluklarını yapan lise mezunu bir sıhhi tesisatçı, elektrik hatlarını döşeyen lise mezunu bir elektrikçi ; çalışan , üreten, vergi ödeyen, kendisine, ailesine, ülkesine ve insanlığa faydalı bireyler olarak, binlerce niteliksiz üniversite mezunundan çok daha değerlidir. Bende meslek lisesi, elektronik bölümü mezunuyum. İnanın bana kültürlü olmanın üniversiteye gidip, diploma almakla hiçbir ilgisi yok. Her ay beş kitap okuyorum, yazıyorum, şimdiye kadar bir çok kursa katıldım, resim yapabiliyorum, gündemi takip ediyor; dünya ve ülke hakkın da az çok bir fikre sahibim, en önemlisi de sorgulayabiliyorum. Kendimi her alanda yetiştirmeye ve bilgilendirmeye çalışıyorum. Lise mezunu bir kadın hakkın da ne düşünüyorsunuz? Yanlış anlaşılmasın; ben çocuklarımız okumasın demiyorum, tabi ki bilim adamlarımız da olsun, akademik alanda beyinlerimiz de olacak ama matematikte yeterli zekaya sahip olamayan biri ,motor becerilerini çok iyi kullanıp zanaatkar olabilir. Şunu söylemeye çalışıyorum; üniversiteye gitmesi gerekenler, akademik eğitimde ilerlemeye yatkınlığı olanlar olmalıdır. En gelişmiş Batı toplumların da; üniversite mezunlarının genel nüfusa oranı yüzde 10- 15’i geçmezken, ülkemizde ise liseyi bitiren herkesin mutlaka herhangi bir üniversitenin, bir bölümüne gitmesi Allah’ın bir emri olarak görülüyor. Güçlü bir ülke de esas olan, son derece sağlam bir lise eğitimi aracılığıyla 18 yaşının sonunda meslek sahibi yapmak ve ekonomiye, üretmeye kazandırmaktır. Kibar konuşan biri, yalan söyleyebilir. Kültürlü bir insan, dolandırıcı olabilir. Sakin bir insan, katil olabilir. Hayvan sever bir insan, psikopat olabilir.
Diplomalı bir insan cahil olabilir. İnsanları mevkilerine göre değil de , kişiliklerine göre değerlendirmek çok daha doğru olur. Ve şunu da unutmamak lazım; bir anne babanın başarısı, çocuğun iyi bir meslek sahibi olması, yüksek makamlara ulaşması veya zengin olması ile ölçülemez. Asıl başarı; vicdanlı, karakterli, ölçülü, kendini bilen, haddini bilen, kurdun kuşun bile hakkını gözeten insan yetiştirebilmektir. Bu minvalde ,sayın veliler sizin karneniz nasıl ?
Didem Gülce
177 kez okundu
Yorumlar
Eğitim 31/01/2024 12:06
Maalesef ülkemizde yüksek eğitim, çok para kazanmakla özdeşleştiriliyor. “Ne kadar çok okursam o kadar çok para kazanırım” diye düşünülüyor. Eğitime kültür ve birikim olarak bakılmıyor. Buna ülkemizin ekonomik ve
Sosyokültürel yapısı etken. Umarım böyle devam etmez.
Misafir - Hakkı Cemal DOĞU
