• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

VİZE HABER

Hoş geldiniz!

Üyelik Girişi
Takvim
İLANLAR
NAZMİ METİN

YENİ BİR SAYFA

05/01/2024

YENİ BİR SAYFA

    “Her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla. Uçak örneğin ,uçurtma mesela…Atına konulabilir bir ayağı ötekinden kısa olduğu için ,sallanan bir masanın veya şiir yazılabilir, süresi ötekilerden kısa bir ömür üzerine. “ Diye başlar Yılmaz Erdoğan şiirinin ilk dizesi…. Boş bir sayfaya ne yazılabilir? Ömrümüz olursa üç yüz almış beş boş sayfa var önümüz de , bir düşünün o sayfalara neler yazmak, çizmek istersiniz? Sonra ki yıl açıp sayfaları baktığınız da, orada neler görmeyi umuyorsunuz? Veya okuduklarınız iyiki’lerle mi, yoksa keşke’lerle mi dolu olacak? İşte bunu bugünkü güncelerimiz belirleyecek. Kuşkusuz hepimiz kendimiz ve sevdiklerimiz için güzel, olumlu şeyler yazmak isteriz ama birde hayatın gerçekleri var kaçamayacağımız; soframıza tuz ve biber eken. Bazen hayat umduğumuz gibi gitmez ama bilmemiz gereken, hep öyle devam etmeyeceğidir. Geçtiğimiz yıl çok yordu; başlar başlamaz asrın felaketi depremle sarsıldık. İsrail ,Filistin savaşında dünyanın bebek mezarlığı haline geldiğini gördük. Seçim geçirdik, ekonomide yeni bir döneme başladık. Sarsıldık, üzüldük, yıprandık ama yaşamaktan vazgeçmedik. Umut hep var içimizde, o yüzden yeni bir yıla daha başlarken yine umudu elden bırakmıyoruz. Peki neler bekliyor bizi yeni yılda, hepimizin ortak temennisi; hoş gelsin 2024 ! Gündemlerimizden hayatın gerçekleri yine düşmeyecek kuşkusuz. Yerel seçimler, depreme hazırlık, kiralar, borsa, dolar, altın, enflasyon ve ücretler konu başlıklarımız olacak. Bilgi artarken, anlamın azaldığı günlere koşacak dünya. Ben bugünkü boş sayfama; insanların barış içinde yaşadığı, mülkiyetin olmadığı, sınırların kalkığı bir yeryüzünün hayalini yazmak istiyorum. Hırsın ve açgözlülüğün olmadığı, eşit şartlar da yaşadığımız bir dünyanın hayaline ,belki bir gün sizde katılırsınız, dünya bütünleşir. . Kimliklerimiz harita damgalı, önyargılarımız coğrafya yüklü. Kim kendi toprağın da yaşıyor ki? Haklı savaş diye bir şey yok, bütün savaşlar insanlığa karşı. Kim nereye gittiyse bir öncekini kovmuş oysa… Acının son kullanma tarihi ne olmalıdır? Acıyı yaşamanın, tanıtmanın, hatırlamanın sağlıklı olduğunu kimden öğrendik? Bir bakıma çocuklarımızı köleleştiriyoruz; kafalarına akıl yerine; dinleri ve milliyetçilik bayraklarını monte ediyor, anahtarı da bir yere atıyoruz. Bize benzesin, tarihimize sahip çıksın dedikçe, insanı insana kırdıran tarih tekerrür ediyor. Yeni kuşakları , geçmişi unutmayan intikamcılara dönüştürüyoruz. Kinlerimizin kalebendi yapmaya ne hakkımız var çocukları? Tarihin tutsaklığından kurtulup, kutsal rakam ve tarihlerden arınıp; taraf olmadığım, takım tutmadığım özgür ve sade bir ruh ve bedene kavuşmak isterdim. Bırakalım artık şu geçmişi, dönüp baktığımız da oradan alınacak tek şey ; tecrübeler olsun. Çocukluğumuzdan ölümümüze kadar, kuşaktan kuşağa nasıl bir teslimiyetin içinde buluyoruz kendimizi ve o duygu o kadar içimize işleyip, kanımıza karışıyor ki ,başka türlüsünü bilemiyoruz. Egemenler milyonları gönüllü müritliğe nasıl ikna etmiş? Asırlar boyunca masallarına nasıl ortak etmiş, benimsetmiş, boyun eğdirmiş? Anlıyorum ki; ideolojiler düşünce hapishanelerimiz. Çocukluktan masalların sorgulanamayacağına bir alıştırıldık mı, sonu yok nelere inandırabileceğimizin. Sormamak, düzenin bilirkişilerine teslim bayrağını çekmektir ve yapay zeka algoritmalarının egemenliğine doğru hızla yol alırken, robotlaşmaya giden türümüze yol açmaktır. Kendisinin ve yaşadığı dünyanın bilincinde olmayan; durumunu görmeyen sorgulamayan ,üzerinde düşünmeyen, herhangi bir rahatsızlık duymayan kişinin gerçekten var olması mümkün değildir. Her koşulda ölümün değil, yaşamın; bireyselciliğin değil, dayanışma ve paylaşımın; savaşın değil, barışın; zorun değil, özgürlüğün; yalanın değil, inceliğin ve içtenliğin; paranın değil, sevginin yanında duralım…. “Hangi çiçek diğerini ‘sarı’ açtı diye ayıplar? Hangi kuş ‘farklı ötünce’ diğerine yasak koyar? Derisinden, dilinden ötürü ölüyor insanlar. Ah insanlar! Her şeyi bulan, kendini bulamayan insanlar…” Charles Bukowski
DİDEM GÜLCE
80 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.207032.3361
Euro34.874135.0138
NECDET TEZCAN