VİZE HABER
Hoş geldiniz!
KASIMDA AŞK BAŞKADIR…
10/10/2023
KASIMDA AŞK BAŞKADIR…
“Yine aylardan kasım, sanki sende kaldı bir yarım. Her nefesim her anım, sanadır canım…” Tual grubunun bu şarkısını dinlemeyeniniz yoktur sanırım. Kasım ayının ikinci cuma gününden hepinize selamlar. Eylül başında yazdığım yazımda ‘sonbahara hoş geldin’ demiştik; ancak aradan iki ay geçmesine rağmen Vize’ de ve yurdumuzun hemen her yerinde, hâlâ ilkbaharı andıran bir iklimdeyiz. İklim değişikliğinden önce getirdiği yağmurlarla, sıcak yaz ve soğuk kış arasındaki geçiş ayı idi. Kasım ayı, serinlemiş havası ve aydınlığın keskin bir karışımı olduğu gibi romantikliği ile aşk hakkında şiirler yazdıracak türden bir atmosferle de çıkar karşımıza. Adını bu aydan alan kasımpatıları, laleler ve yıldız çiçeklerinin yanı sıra kırmızı güllerin de açtığı zamandır. Kasım ayına hayran olmak için pek çok neden var. İster yılın sondan bir önceki ayına âşık olun, isterseniz etrafınızı biraz daha detaylıca inceleyip, doğa’daki güzelliklere aşık olun. Gündüzle birlikte neler uyanır bir kentte, yıldızlar gecenize ne katar? Gelin duvarlardan izin alın bir kerecik; ağaçlara, kuşlara, rüzgâra karışın, toprağın o büyülü kokusunu içinize çekin. Elimizde ki tek gerçek, biricik şans şimdi, şu an yaşadığımızdadır. Tanımı olmaz, kalıbı ve kuralı yoktur; aşk gibi, ay ışığı gibi, ıhlamur çiçeği kokusu gibi; yaşanır yalnızca.
“Eğer beni sevmek istiyorsan sevgilim, Sakın bundan kaçınma. Yoksa yürüyerek bitireceğim, Soğuk kasım yağmurunda.”
November Rain- Guns N’ Roses
Gecelerin iyiden iyiye uzadığı şu günlerde; evde daha çok vakit geçirmeye başladık. Bu zamanları daha değerli ve verimli kılmak adına size bir dizi önerisin de bulunmak istiyorum. Bu güne kadar izlediğim en iyi Türk yapımı mini dizi diyebilirim rahatlıkla. Özel bir platformda gösterilen dizinin adı “Yaratılan”. Çağan Irmak'ın yapımcılığını üstlendiği dizinin başrollerinde Taner Ölmez (Ziya), Erkan Kolçak Köstendil (İhsan) var. İngiliz yazar Mary Shelley tarafından yazılan Frankenstein adlı kitabın bir uyarlaması olan dizi, Türkiye’de farklı türlerde dizilerinde yapılabileceğini göstermiş oluyor. Bence bir diziden çok daha fazlası; yalanın sıcak konforundan, hakikatin soğuğuna doğru cesur bir yolculuğu, nefis bir kitaptan okur gibi… Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Bursa’dan İstanbul’a uzanan bu epik öyküde Yaratılan, insanoğlunun en temel sorularından biri olan “ölüm ve sonrasına” odaklanıyor. Maceraperest, asi, heyecanlı ve zekası bedenine sığmayan genç tıp talebesi Ziya’nın en büyük dileği, çok iyi bir hekim olup tıbbın çare bulamadığı birçok salgın hastalığa derman olabilmektir. İstanbul’da tanıştığı delilik ve dahilik arasında duran hekim İhsan, onu bu dünyada anlayabilen tek kişi olmuştur. Birbirini bulan bu iki eksantrik ve yaralı ruh, beraber giriştikleri gizli ve yasaklı deneyin bedellerini ağır bir şekilde ödeyeceklerdir. Zira kodlarını çözmeye çalıştıkları kadim bir yazı onları adeta felaketin kapısına getirip bırakır. Şimdilik bu
kadar detay aktaracağım, izleyip yorumu size bırakıyorum. “İnsanlar hortlaklardan neden korkar, bunu hiç düşündünüz mü? İnsanlar ölümden korkmaz, onun zaten var olduğunu bilirler. İnsanlar, hortlakların dile gelip konuşma ihtimalinden korkarlar. Çünkü belki ölümden sonra, hiçbir şey olmadığını söyleyeceklerdir.”
Uzun ve soğuk kış gecelerinin olmazsa olmazı, dizlerde battaniye ve elimizdeki kitaptır. Birde yanı başınızda uyuyan bir kediniz varsa, dünyada ki en huzurlu yerdesiniz demektir.
Murathan Mungan’ın geçtiğimiz ay çıkan yeni ve son kitabı, sürükleyici bir kara polisiye olan “995 km” yi tavsiye edeceğim. Yeni romanı için düzenlenen söyleşiye katılan Mungan, "Öğretmek için değil, hatırlatmak için yazdım" dediği son kitabını okuyun derim. '995 km', siyasi cinayetlere odaklanan bir aksiyon romanı. 1990'lı yılların iklimini, karanlık atmosferini kuvvetle hissediyor. Dönemin faili meçhul cinayetleri, domuz bağları, ölüm evleri, işkenceleri... İnsanların beklenmedik bir saldırı karşısında duyduğu korkuyla hep tetikte olduğu günler. Katilin mensubu olduğu siyasal İslamcı örgüt ile 'derin devlet' için çalışanların acımasızlığı... Bütün bunlara, katilin çıktığı yolculuk boyunca tanıklık ediyor okur. Bu döneme bir katilin peşinden giderek tanık olmak ise enteresan bir deneyim oluyor. Katil, okuru kendi dünyasının içine çekiyor, katilin bir sonraki hamlesi, karşılaşması, hatırası merak konusu oluyor. Bir nefret nesnesinin macerasını soluk soluğa okutuyor Mungan. Son olarak; Murathan Mungan, okurunu hayal kırıklığına uğramayan bir kitaba imza atmış diyorum.
Zaman geçer, her şey değişir ve siz buna sadece şahitlik edersiniz… Ve Aşk her zaman kazanır…
Mutlu haftalar dilerim… DİDEM GÜLCE
